Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ve Avrupa Alevi Gençler Birliǧi Basın Açıklaması
Saygıdeğer basın emekçileri,
Değerli katılımcılar,
Avrupa’da yaşayan Aleviler olarak son dönemlerde ülkemizde yaşanan olumsuz gelişmelerden dolayı kaygı duymaktayız. Bu kaygılarımızı Türkiye halklarıyla ve kamuoyuyla paylaşmak için bugün huzurlarınızdayız.
Avrupalı Aleviler olarak ne kadar da yurtdışında yaşıyor olsakta, kendi topraklarımıza ve kendi halklarımıza karşı üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirmeyi asli görevlerimiz içerisinde görmekteyiz.
Barış sürecine zaman kaybedilmeden devam edilmeli
Türkiye halkları, çözüm süreci konusunda kalıcı adımların atılarak, sonuçlandırılmasına yönelik beklenti içerisindedir. Gelinen noktada, birçok olumsuz ve güven vermeyen durumları barındırsa da, barış söylemlerinin gündemde olmasının ne derece önemli olduğunu yaşanan son olaylarda çok daha iyi anlıyoruz.
Barış sürecinin hükümet tarafından bir iç siyaset malzemesi olarak algılanması ve kullanılması kabul edilebilir bir durum değildir. Türkiye’de iç huzurun sağlanması konusunda hayati öneme sahip olan çözüm süreci, bu özelliğinden dolayı siyasi tartışmaların ve hükümetlerin ötesinde, toplumsal bir mutabakat zemininde ele alınmalıdır. Aksi takdirde Suruç Katliamıyla başlayan şiddet sarmalının ülkeyi bir anda nasıl bir çıkmaza soktuğuna hep birlikte şahit oluyoruz
Bulunduğumuz coğrafyada yaşanan gelişmelere bakıldığında dünden daha çok barışa ihtiyaç duyduğumuz bir süreçte olduğumuzu görmekteyiz. Barış sürecinin olumlu sonuçlandırılması ülkemiz ve bölgenin geleceği açısından son derece önemlidir ve maalesef çözüm sürecinin ötelenmesi bize yeni can kayıpları olarak geri dönmektedir.
Bu noktada üretilen hiçbir gerekçe bir tek can kaybını açıklayamaz. Gerek inancımızın temel felsefesi gerekse evrensel değerler yaşam hakkının kutsallığını savunur.
Erdoğan’ın ve AKP’nin gündemi tehlikeli ve yıkıcıdır
Her platformda “Milli irade esastır” diyen AKP hükümeti ve Erdoğan’ın, son dönemde yaptıkları açıklamalara bakıldığında 7 Haziran seçimlerinden çıkan sonucu hala hazmedemedikleri anlaşılıyor. 13 yıllık iktidarı boyunca ortaya konulan iç ve dış siyasi politikalar, ülke içindeki etnik ve mezhepsel fay hatlarını daha da ayrıştırdığı gibi Ortadoğu coğrafyasında da birçok katliama zemin hazırlamıştır. Bu olumsuz tablo; birlikte yaşama kültürüne ciddi bir darbe vurmasının yanı sıra toplumda güvensizliği ve endişe durumunu artırmıştır. Erdoğan’ın ve AKP’nin en büyük ve en çılgın projesi maalesef bu olmuştur. 13 yıllık AKP iktidarı boyunca iç ve dış politikada yapılan hatalardan ve yolsuzluklardan sıyrılmak adına ülkemiz çatışma ortamına itilmektedir ve ortaya çıkacak korku ikliminden yeni bir iktidar çıkarılması planlanmaktadır. AKP’nin gündemi, ülkenin can alıcı temel sorunlarını çözmek yerine başkanlık sistemini hayata geçirmek ve yolsuzlukların üstünü örtmeye kilitlenmiştir. Bu nedenle söz konusu hedeflerin gerçekleşmesi önünde en büyük sorun olarak gördüğü toplumsal muhalefeti ötekileştirme politikalarına son dönemde hız verilmiştir.
Bu nedenle Alevi toplumunu marjinal bir kitle olarak hedef haline getirmek ve üzerinde baskı kurmak adına her türlü kirli siyaset meşru görülmektedir. Aleviler gibi Kürtler, sosyalistler, devrimciler, öğrenciler, emekçiler fişlenmekte ve tehdit edilerek baskı altına alınmak istenmektedir.
Aleviler tehdit ve tehlike altındadır
Alevi kurumlarına, yöneticilerine, Alevilerin yerleşim alanlarına yönelik devlet ve hükümet baskısı her geçen gün artmaktadır. Okmeydanı Cemevi avlusunda polis kurşunuyla vurularak katledilen Uğur Kurt, Alevilerin en kutsal değeri ibadethanesi olan Gazi Cemevine TOMA ve biber gazıyla polisin saldırılması, son olarak Alevi yöneticilerine yapılan silahlı saldırılar Alevilere yönelik uygulanmak istenen politikaları açıkça ortaya koymaktadır.
Bir ibadethane yeri olan Cami’ye ayakabılarıyla girdiler diyerek gündemi alt üst eden siyasi erk, bir başka ibadet yeri olan Cemevine ve yöneticilerine yönelik gösterdiği ayrımcı ve düşmanca tutumu şiddetle kınıyoruz.
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, AKP tarafından beslenen ve her türlü lojistik desteğin verildiği barbar İŞID’in Alevi köylerine yönelik fişlemeleri olası yeni Alevi katliamlarının çağrıcısı olarak karşımızda durmaktadır. Aleviler Cumhuriyet tarihinde yaşadıkları Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi katliamları gibi yeni katliamlar tehlikesi ve tehdidi altındadır. Önümüzdeki dönemde, Alevilere yönelik gerçekleşecek olumsuzlukların tek sorumlusu AKP hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Çözüm halkların kardeşliğidir.
Böyle bir süreçte; Aleviler, Kürtler, Sosyalistler, Devrimciler, Yurtseverler, Sosyal Demokratlar ve vicdan sahibi herkesin ortak bir akıl paydasında bir arada bu iktidara ve onun kaçak sarayda sefa sürmek isteyen diktatörüne karşı halkların kardeşliği ortaklığında mücadele etmeye davet ediyoruz.
Aleviler kendi kurum ve yöneticilerine sahip çıkmalıdırlar
Aleviler her zaman olduğu gibi yeni dönemde de demokrasi mücadelesi veren güçlerle birlikte ortak mücadeleyi sürdürmeye kararlılıkla devam edecektir. Alevilerin de bu noktada örgütlerine ve yöneticilerine sahip çıkmaya ve daha da mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Aleviler eşit yurttaşlık istiyor. Alevilerin talepleri ve gasp edilen hakları var. Taleplerimiz karşılanıncaya kadar kararlı ve onurlu mücadelemize devam edeceğiz. Saygılarımla
Hüseyin Mat
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı
Avrupa Alevi Gençler Birliǧi